Kızlarınız size güvenmiyor, Size Sığınamıyor!

Aleyna Çakır’ınİntihar süsü” verilerek öldürülmesiyle öğrenmiş gibi yaptık, gece hayatının rezalet yanını. Oysa bunun hep öncesi vardı ve eğer tedbirler öncesinde alınsaydı bugün “Aleyna” yani “Sema” toprağın altında değil, “Güneş nereden doğuyor bilmiyorum” diye feryat ederek adaletin yerini bulmasını, bir televizyon programında arayan o güzel annesinin kollarında olabilirdi.

 

Ne kadar acı değil mi? Biz her zaman bir olay yaşandıktan ve o uğurda biri can verdikten sonra aydınlanıyoruz. Hatta bazen bile bile göz yumuyoruz. Oysa hepimiz öncesinde bilmiyor muyduk o şaşalı gibi görünen o kirli hayatın yüzünü?

 

(Aleyna olayından bağımsız olarak yazıyorum) Evden kaçıyorKız” çocuklarınız!

 

Neden “Kız” çocukları?

 

15-16 yaşında kızlar; ev ortamında mutsuzlar, huzursuzlar. Neden? Ailesinin sırf “Kız” olduğu için üzerinde kurduğu baskıdan, koyduğu kurallardan… Sırf “Kız” olduğu için üzerine yıkılan ev işlerinden, babasına-ağabeyine hizmet etmek zorunda kalmasından… Eleştirilmekten… Gördüğü şiddetten… Hatta kimi zaman bir akrabasının, hatta ve hatta kimi zaman kendi öz ağabeyinin, kendi öz babasının tecavüzünden kaçmak isteyen gencecik kız çocukları!

 

Nereye sığınacaklar? Kime gidip derdini anlatacaklar? Çoğu okutulmamış, çoğu belli bir süre okula gönderilmiş, bıraktırılmış. En çok avunulan da “Kendi bıraktı” cümlesi. Peki, neden bıraktı? Okullarda eğitemediğiniz, empati kurma yeteneğini aşılayamadığınız çocuklarınızın, biraz sessiz diye diğer arkadaşlarına yaptığı zorbalıkların sınırı olmadığını biliyor musunuz?

 

Bildiğinizi hiç zannetmiyorum! Çünkü çocuklarınızla konuşmayı bilmiyorsunuz, doğru yönlendirmeler yapamıyorsunuz, onların yanında tartışıyor, kocaman insanlar olmanıza rağmen karı-koca kendi aranızda iletişim kurmayı beceremiyorsunuz. İleri girip şiddete başvuruyorsunuz.

 

Kendine “ADAM” diyen nasıl bir erkek; “Eşim” dediği kadına el kaldıracak kadar aşağılık olabilir? Nasıl bu kadar kompleksli olabilir? Kendinden zayıf birine el kaldıracak kadar insanlıktan çıkmış olabilir? Nasıl bir baba kendi evladına vurabilir? Nasıl bir baba eşini öldürebilir? Çoğu kez kendi çocuklarının gözü önünde

Hatta nasıl bir baba kendi canından kanından olan kızına tecavüz edebilir?

Hangi anne buna sessiz kalabilir?

 

Vidanınız nerede? İnancınız nerede? Ahlakınız nerede sizin?

 

Eğitimsizsiniz, kontrol mekanizmanız yok, size yapılan kötü bir davranıştan ders çıkarmak yerine bunu kendi eşinize, evladınıza uygulayacak kadar acizsiniz, “Bu ne ki? Ben neler yaşadım” diye benzetmeler yaparak kendinizi avutmaya çalışmayın! Yaşadıklarınızı çocuklarınıza yaşatmayın!

 

Bir çocuğun eğitimini sadece “Anne” vermez. Anne kadar babası da o çocukla ilgilenmek zorundadır. Sadece “Annelerin” üzerine atarak kurtulamazsınız çocuğunuzun vaziyetinden.

 

Kurtulmak istiyor “Kızlarınız” sizden! Sizin ona yaptıklarınızdan, “Elalem ne der?” sözlerinden, elalemden kurtulmak ve kendi hayatını yaşamak istiyor. Bunu söylüyor sizin hiç bilmediğinizSosyal medya” hesaplarından. Sonra pusuda bekleyen bir çakal evladınızın bu isyanlarını görüyor. Uçurumun kıyısında olan kızınızaYardım eliuzatırmış gibi yapıyor. Gördüğü eziyetten çekip çıkaracak bir kahraman rolüne öyle bir bürünüyorlar ki oskarlık!

 

15-16 yaşlarında gencecik kızlar… Sadece kendi hayatlarınıYaşamak” istiyorlar. Akranlarının ya da kendinden birkaç yaş daha büyük olan şanslı kızların ailelerindeki düzene ve özene, bazen sevgilileri ile geçirdikleri güzel zamanlara, bazen güzelliğine, bazen sahip oldukları telefonlara, hatta bazen bir ayakkabıya dahi özeniyorlar. Onlar çocuk! Onların hayalleri var, umutları var…

 

Ona yardım edeceğini düşündüğü çakalın, kendisine mutluluk ve huzur vereceğini zannediyor. Evleneceklerini, gelinlik giyeceğini, kendi evine sahip olacağını hatta evlatları olacağını zannediyor. Çünkü o çakalın vaat ettiği hayat bu! En çok da sevileceğini sandığı için düşüyor o çakalın tuzağına. Çünkü kızlarınız sevgi açlığı çekiyor.

 

Yaşattığınız huzursuz ortamdan kaçıyor kızınız!

 

Sizin kapalı kapılar ardında saklamaya çalıştığınız kızınızın hiçbir hayat tecrübesi yok! Kimin ne mal olduğunu bilmiyor çünkü öğretemiyorsunuz. Onun hayatı yaşamasına, insanları anlamasına engel olduğunuz gibi bunu yapmak için çaba gösteren kızlarınızı da dışlıyorsunuz. Şiddete başvurarak hayattan soğutuyorsunuz!

 

Aslında sizde ortamların, insanların ne kadar pis, kötü ve aşağılık olduğunu biliyorsunuz. Özellikle bir baba olarak… Çünkü sizde o ortamlarda barınıyor, kızınız yaşındaki kızlara hiç utanmadan, her yerde gözlerinizi dikip şehvetle bakıyorsunuz. Kızınız yaşındaki kızlarla hiç utanmadan, pavyonlarda gönlünüzü eğliyorsunuz. Kızınız yaşındaki kızların masanıza meze gibi sunulmasından zevk alıyorsunuz. Çocuğunuzun rızkını içki masalarında yiyorsunuz. Hiç ama hiç utanmadan, arlanmadan

 

Cahilsiniz, ahlaksızsınız, edepten yoksunsunuz!

 

O çakal, kızınızı “Evlilik, mutluluk” vaadi ile hiç zorlanmadan kandırmayı başarıyor. Sevgiye, ilgiye, mutluluğa aç olan kızınızı kendi ellerinizle itiyorsunuz o çakalın kollarına. O çakalda kızınızı elde ettikten sonra kendi çıkarları için kullanıyor. Bir fotoğrafı bir videoyu şantaj malzemesi yaparak kızınızı “Sizinle” tehdit ediyor.

 

Kızınız size geri dönüp başından geçenleri anlatamıyor. Siz duymayın diye kimseye anlatamıyor. Yardım isteyemiyor. Mecbur o çakala yenik düşüyor.  Çünkü o fotoğraf, o video sizin elinize geçtiğinde kızınıza yardım etmek, ardında durmak yerine ölüm fermanı “siz” kendi elinizle yazacaksınız!

 

Siz ona, ahlaklı olmayı doğru bir şekilde öğretemediniz. Çünkü sizinde ahlakınız yok! Sizin namusunuz sadece kendi eşinizin, kendi kızlarınızın iki bacağının arasında. Fakat gözünüzde diğer kadınların bacak aralarında…

 

Kızınız size güvenmiyor, size sığınamıyor…