Düşünce Akımları


Toplumun cahilliği inanılmaz sinirlerimi bozuyor. "Şiddete karşıyım" diyorum ama böyle insanlara şiddet göstermek, kafasına vura vura bazı şeyleri anlatmak, okutmak istiyorum. "Aç bakayım lan, girdi mi beynine? Aaa beyin yok!"

 

Arkadaşım bazı konular açık ve nettir. Bunlar değişmez, kafadan sallayarak, bol keseden atarak hakkında yorum yapılmaz. Ne gibi? Feminizm gibi... Geçen hıyarın biri yorum yapmış bir konunun altına "Siz Feministler zaten erkek düşmanısınız" geri zekalı...

 

Hayır arkadaş, madem bilmiyorsun neden yorum yapıp kendini rezil ediyorsun? Bir konu hakkında yorum yapacak ya da çamurlanacaksan önce konuyu öğrenme zahmeti göster yahu... Hani "Cahil cesareti" diyorlar ya, ben bu lafın bu konularla alakası olduğunu da düşünüyorum. Okumuş, bilgili insanlar bir şeyi söylerken iki kere düşünür. Yanlış anlamalara mahal vermemesi için açık ve net anlatmaya çalışır. Hatta olması gerektiği kadar bilgiye sahip olmadığı bir konuda yorum yapmaktan çekinir. Yok anacım bu cahillerde böyle korkular...

 

Gerçekten artık, bazı öğreti ve düşünce akımlarını bilme vaktin geldi arkadaşım. Bu kavramları gerçek anlamları ile bil ki, yorum yaparken benim gibi insanlarda seni ağzına vurma isteği uyandırma... Böyle cahil cahil konuşup asabımızı bozma. Herhangi bir haber, eğlence, sosyal medya platformunda bir konuyu okurken, senin o cahillik abidesi yorumunu görmek istemiyorum.

 

İlk önce;

 

Ataerkil: Toplumda erkeklerin etkin, baskın ve otoriter olmasıdır. Bu düzenin temeli erkeğin üstün olduğu fikrini oluşturur. Kısaca hakimiyet erkektedir.

 

Anaerkil: Toplumda kadınların etkin, baskın ve otoriter olmasıdır. Bu düzenin temeli kadının üstün olduğu fikrini oluşturur. Kısaca hakimiyet kadındadır.

 

Şimdi gelelim toplumun hiç idrak edemediği Feminizme;

 

Feminizm: Kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik muhtelif ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan harekettir. Kadın ve erkek eşitliğini savunur.

 

Yani kısaca kadınların da en az erkekler kadar söz sahibi olduğunu, kadın - erkeğin eşit hak ve özgürlüklere sahip olması gerektiğini savunur. Toplumda kadınların hakları çoğu kez yendiği için, savunma gereği duymak gayet normal. Kanun önünde eşitlik, politik alanda kadının temsil edilmesi, kadına karşı şiddetin önlenmesi, eğitim ve fırsatları gibi konular üzerine giderek kadın haklarını gözetmektedir. Ayrıca feminizm "erkek düşmanlığı" değildir. Anladın mı?

 

Erkek düşmanlığı ise Misandry olarak adlandırılır;

 

Misandrist: Erkeklere karşı beslenen düşmanlıktır. Teoride kimi erkekler de hemcinsleri karşı düşmanlık beslese de, kadının erkeklere olan düşmanlığı anlamında tanımlanır. Erkeklere karşı nefret, düşmanlık ve güvensizlik duyan kişilerdir.

 

Fakat misandrist kadınlar, erkeklerden korkmazlar. Erkeklerden korkmak ise Androphobia olarak adlandırılır. Nefret ya da düşmanlık besleme gibi bir durum söz konusu değildir. Aksine erkeklerden ürkmek ve güvensizlik ile alakalıdır.

 

Seksizm (Cinsiyetçilik): Bir cinsin diğer cinsten daha üstün olduğunu savunan görüştür. Aslında herhangi bir nefret ya da düşmanlık barındırmaz. Yani barındırmaması gerekir ama ne hikmetse bunu bu şekilde algılayan, tanımlayan cahiller çok fazla...

 

Gelelim erkeklere yönelik düşünce akımlarına;

 

Tıpkı Feminizm gibi Maskülizm de; esas olarak erkeklerin deneyimleri üzerine bina edilmiş toplumsal teori ve politik bir hareket tarzıdır. Bir yandan toplumsal ilişkilerin eleştirisini yaparken bir yandan da toplumsal cinsiyet eşitsizlik, erkeklerin hakları ve sorunları gibi konular üzerine yoğunlaşmaktadır.

 

Feminizm kadar popüler olmasa da; Makülizm kanun önünde kadın ve erkek eşitliğine, pek çok alanda kadınların kayrılmaması gerektiğine, kadınlarla aynı hak ve özgürlüklerin erkeklere de verilmesine yoğunlaşır. Asla kadına karşı düşmanlık beslemez. Tabi genellikle ataerkil toplumlarda bu akımın savunulmasına pek gerek kalmadığı için, feminizm kadar popüler olamıyor.

 

Mizojini: Kadınlara karşı beslenen düşmanlıktır. Kadınlarda hemcinslerine karşı düşmanlık beslese de erkeklerin kadınlara karşı beslediği düşmanlık ve nefret olarak tanımlanmaktadır. Yani, kadınlara karşı duyulan soğukluk, antipati veya abartılı düşmanlıktır.

 

Jinefobi ya da Feminofobi: Erkeklerin, kadınlara karşı duyduğu korkudur. Bu düşünce akımı; kadın düşmanlığı, kadınlara karşı nefret, saygısızlık ve aşırı önyargı ile karıştırılmamalıdır.

 

Etimoji: Erkeklerin kadınlara karşı üstün olması ya da heteroseksüellerin eşcinsellere karşı üstünlüğü olarak tanımlanır. Bir bakıma cinsiyetçiliktir.

 

Maşizm: Erkeğin cinsi bakımından kadına efendilik yapabileceğini savunan görüştür. Kısaca maçoluk... “Hiç güleceğim yoktu :D

 

Tamam değil mi? Tüm bu akımların ne anlama geldiğini anladın. Güzel! Daha fazla salak saçma, uydurma hurafelerle konuşmayacak, bilmediğin şey hakkında yorum yapmayacaksın yapanında ağzının payını vereceksin. “O öyle değil…” diyeceksin arkadaşım. Nasıl ki cahil insanı sevmiyorsam, cahilin önünde birtakım sebeplerden dolayı susanı da sevmiyorum.

 

Hadi o cahil, bir bok bildiği yok. Sen bildiğin halde neden susuyorsun? Zaten toplumdaki pek çok sorun, bilen insanın susmasından kaynaklanmıyor mu? “Aman uğraşılmaz bu cahille” dediğin vakit, o cahil aptal saptal pek çok şeyi konuşup, başkalarını da etkilerken; sen doğru bildiğin gerçekleri saklayarak kimseye bir fayda sağlamıyorsun.

 

Anlamıyorlar” haklısın. Çoğu anlamıyor. Fakat bazen öyle bir konuşursun ki, anlamıyormuş gibi görünse de dank eder bazı şeyler. İnsanları aşağılamaya meyilli biri değilim. Söz konusu cahillik olduğunda bu sınırı aşarım. Madem bir bok bildiğin yok, o zaman konuşmayacaksın. Ukalalık yaparsan ağzının payını verir yeri gelir aşağılarım…

 

Tüm bu düşünce akımlarından hiçbirinin benim görüşüme uymadığını da belirtmek istiyorum. Blog yazılarımda sadece kendilerine yönelik olanları okuyan erkekler benim “Feminist ve Erkek düşmanı” olduğumu düşünüyor. Sadece kendilerine yönelik konuları okuyan kadınlar ise çoğu kez neden kendilerine karşı bu denli sert olduğumu anlayamıyor.

 

Ben “Kadının, erkekten daha üstün” olduğunu savunurum. Bunu savunabiliyor olmamın en büyük nedeni ise yaşanmışlıklarımdır. Her iki cinsi de gözlemlerim, tek taraflı yargılama yapmam, bunu da zaten blog yazılarımda görmek mümkün. Bu düşünceye sahip olmam erkeklere karşı düşman olduğum anlamına da gelmiyor. Sadece kardeşim yerini bileceksin.