“Değer vermek” ne demek hiç düşündün mü? Bir insana değer
verdiğin zaman en başta onun için karşılık
beklemeden iyi bir şeyler yapmaya
çalışmak, bunu yaparken de kendinden
ödün vermektir. Kalbini kırmamak
için çaba gösterirsin, alttan alırsın, onu korursun, kollarsın, vazgeçmezsin…
Kimi zaman haklıysan bile sırf ona değer verdiğin için yeri geldiğinde haksızmış gibi susmasını bilirsin.
O
insana değer ver ama değer veriyormuş gibi gözükmekten vazgeç arkadaş! Çünkü bir yerde, tam da
umutların yeşerdiği anda değer
vermediğin ortaya çıkacak ve
karşındaki insanın kalbini
kıracaksın. Benim, kalp kıranlara
söylediğim hakaretleri biliyorsun. O yüzden o konuya bir daha girmeyeceğim…
Şu
yaşıma geldim ve hayattan öğrendiğim en değerli şeylerden biri de “Hak
etmeyene değer vermeyeceksin arkadaşım!” Sen bir şeyleri göze alırken, planını programını ona göre yaparken, sırf onun için bir şeylerden vazgeçerken ve en başta kendinden ödün verirken o kişi senin için bir şey
yapmıyorsa işte o zaman ondan vazgeçmesini bileceksin. Tabi ki göze
aldıkların, ona göre yaptığın planlar, vazgeçtiğin şeyler senin kararın. Fakat karşı
taraf bununla ilgili bir sorumluluk
almayıp üstüne üslük “Bunlar senin kararındı, beni
ilgilendirmiyor” gibi cümleler kurduğu anda bil ki verdiğin değeri
asla hak etmediği gibi sana, senin ona verdiğin değeri vermiyor demektir.
Biliyorum
daha en başında mükemmel cümleler duydun onun ağzından. Dedin ki kendine
“Bu insan benim için çaba gösterir, o halde bende
çaba göstermeliyim” ve başladın kendinden ödün vermeye. Tabi ki bu değer
verme işini karşılık görmek için yapmadın. Fakat karşılığında minnet yerine zillet gibi cevaplarla
karşılaşınca en başta o insanın kendi sözleriyle-hareketlerinin nasıl çeliştiğine anlam veremeyip sinirlendin! Haklısın…
Biliyorum;
o insanın kendisi ile çeliştiğini
ona göstermek istiyorsun, seni anlıyorum. Bu durumda da mesaj atıyorsun, aramak istiyorsun, konuşmak
istiyorsun karşında duvar. Fakat
zaten değer vermenin ne demek olduğunu bilmeyen
bir kişiye “Çeliştiği” noktaları göstersen, kanıtlasan ne olur? Ben sana söyleyeyim hiç gerek yok. Sadece kendini yorarsın. O kişi kendi söylediklerini çoktan unuttuğu gibi, hatasını anlayıp kendinden herhangi bir ödün vermeye tenezzül etmeyecek.
Tenezzül edecek olsa, en başta onun için yaptıklarının
kıymetini bilirdi ve sana “Bunlar senin kararındı”
diye bir cümle kurmazdı.
Tekrar
ediyorum; sana değer veren bir insan en başta kendi kurduğu cümlelere sahip çıkar ve hareketleri de kurduğu cümlelerle uyuşur. Sana değer veren bir
insan senin için kendinden ödün
verir, senin için iyi şeyler yapmaya
çalışır. Sana değer veren bir insan senin kalbini
kırmaktan çekinir, sen haklı olduğunda hatasını kabullenir ve susmayı bilir. Seni koruyup, kollamasını bilir. Sana değer veren bir insan sadece eğlendiğin zaman değil ağladığın zamanda destek verir. Yaşamışlıklarını bilir, aynı yaşanmışlıkları
sana yeniden yaşatmaz. Seni zora
sokmak istemediği gibi zor
zamanlarını da yanında olur. Sana
değer veren bir insan kendisinden kaynaklı bir sorun meydana geldiğinde ve bu durum senin hayatını da
etkilediğinde sıvı yağ gibi üste çıkmaya çalışmaz.
O
insanın hayatında her şeyden önce “SEN”
varsındır. İşte o zaman bir şeyler rayına
oturur. Tüm bunları yapmayı
beceremiyorsa o kişi, sende artık kendini hırpalamaktan
vazgeçmelisin. Yolun başı ya da sonu,
hiç fark etmez! Zararın neresinden dönersen kardır. Tabi o kişi sana değer veriyorsa mutlaka senin dolduğun ve durduğun noktaya geri dönüp, senden vazgeçmediğini gösterir. Senin verdiğin değeri geri kazanmak için çaba sarf eder. Belki dağları aşar
belki denizleri ama yine de senden vazgeçmez.
Şayet
senin haklı olarak vazgeçtiğin noktada o da senden anında vazgeçiyorsa, bu ilişkinin zaten hiçbir
anlamı yoktur!