Sevgilin
var ve onunla evlenmeyi düşünüyorsun. Güzel!
Tebrik ederim. Bu devirde bir aile
kurabilecek erkek kapasitesi az. Bu
yüzden, mutlu olmanı tüm kalbimle isterim. Peki, gerçekten mutlu olabileceğin bir kadınla mı evleniyorsun? Yoksa, evlilik hayatını “Zindan”
diye nitelendirecek erkekler sınıfına mı gireceksin?
Bir
yuvayı yuva yapan “Anne”dir. Kadındır!
Bu şekilde söylediği zaman kadın her
şeye zorunlu gibi algılama. Hayır! Demek istediğim şu; bir kadın her şeyi yapabilecek güçtedir. Bırak o
sahte süper kahramanlara duyduğun hayranlığı.
Asıl süper kahramanlar kadınlardır.
Düşün; şöyle bir ülke de karşılaştıkları
onca şeye rağmen ayakta kalmayı başarıyorlar…
Maalesef
ki kimi kadınlar onlara bahşedilen güçleri iyilik için değil kötülük için kullanıyor. Mutluluğu arayan bir
erkek olarak sana bu konuda yardım etmek de boynumun borcudur. Başlayalım
o halde;
·
Özel hayatına saygı duyuyor mu?
Aile
kurmak ortaklıktır bir bakıma.
Birlikte bir hayat sürmektir. Fakat
bunun yanı sıra birey olarak
herkesin kendi özel yaşam alanı
olmalıdır. Bazı kadınlar sevgilisi
olduğu zaman, arkadaşlarını, ailesini bir kenara bırakıp; yalnızca sevgilisi ile vakit geçirmek istiyor. Ona sülük
gibi yapışıyor. Her anı, dakikası onunla
geçsin isteyerek çevresindeki herkesi kendinden uzaklaştırıyor ve aynı şeyi
erkekten de bekliyor.
Sevgili
olduğun dönemde sana sakız gibi
yapışan bu kadın, tüm hayatı boyunca sana bağımlı bir
asalak gibi yaşayacak! Bu demektir
ki, aileni unut, arkadaşlarınla bir
akşam hoşça vakit geçirmeyi unut! Karşında kendi hayatı olan bağımsız bir kadın yoksa, senin de bağımsızlığın olmayacak
demektir.
·
Aklını ve zekasını nasıl kullanıyor?
Pek çok erkek birtakım kompleksleri
yüzünden “Salak Kadın” arayışına girer. Maalesef ki salak
olan kadınlar var bir de salak numarası yapan kadınlar var. Fakat söz konusu evlilik
olduğunda, salak ya da salağa yatan bir kadının sana ancak ayak bağı olacağını çok geçmeden fark edeceksin. Çünkü her şeyi düşünmek,
planlamak, yapmak zorunda kalacaksın. Belki onun yerine kararlar vermek sana mantıklı gelebilir. Fakat ölümlü kalımlı dünya, oldu ya öldün; geride bıraktığın çocuklarına ne olacak?
Ölüm
bir kurtuluş, sakat da kalabilirsin
ve eşin sana bakabilecek donanıma sahip olmalı. Aklını ve zekasını iyi yönde kullanan bir kadın her zaman ailesini, seni ve kendisini ayakta tutar.
·
Vicdan ve Merhametli bir insan mı?
İnsan,
her şeyden önce vicdanlı ve merhametli olmalı. Fakat bunları sana iyi bir kız-mış gibi görünmek için yapmadığından da
emin olmalısın. Bunu da bugüne kadar
anlamış olman gerekiyordu. Vicdanlı ve merhametli bir kadın seni
kullanmaz. Seni ve en başta çocuklarını sever. Onlara
bakmaktan yüksünmez.
·
Olduğu gibi görünüyor mu? – Seni
olduğun gibi kabul ediyor mu?
Sen busun! Ne eksiği ne fazlası… Peki sevgilin gerçekten kendisi mi? Yoksa evlenene kadar rol mü kesiyor? Bunu anlamanın en iyi
yollarından biri de senden geçiyor. Şayet seni
olduğun gibi kabul eden, negatif
yönlerinden çok pozitif yönlerine odaklanan, değişmen için seni zorlamayan bir kadın, senin yanında kendisi demektir. Sende kendine sor, onun yanında hem bedenen hem ruhen hem de hayat boyu rahat, kasılmadan mutlu bir yaşam sürebileceğine inanıyor musun?
·
Olanla yetinmesini biliyor mu?
Sevgilin,
şu an yaşamakta olduğu hayattan
memnun mu? Ailesinden utanıyor mu?
Maneviyat bir kenara dursun maddi eksikliklerden bahsediyor mu? Kısaca yetinmeyi biliyor mu? Kimi kadınların gözü hep daha iyisindedir. Fakat elde etmeyi becerememiştir ve seninle yetinmek zorunda da hissetmez kendini. Bunu şuradan anlarsın,
sürekli seni birileri ile kıyaslar…
Sen
sevgilin için bir yedek misin?
Senden beklentileri neler? Senden boyunu aşacak şeyler istiyor mu? En küçük örnekle, maddi durumunu aşan istekleri
var mı? Ölç, biç ve tart ilişkini.
·
Sen onun için bir kaçış yolu musun?
Toplumda
kadına yapılan baskının en
büyük sorumlusu da aile yaşantısı.
Maalesef hala kızını “Koruma” adı altında baskılayan aileler mevcut. Kimi kadınlar ise bu baskıdan
kendi zaferle çıkmak yerine, evlenmeyi bir kaçış yolu olarak
benimsiyor. Sevgilinin yalnızca bu tip
baskılardan kurtulmak için seninle
evlenmediğinden emin olman lazım.
·
Gururu var mı?
“Aşkta gurur olmaz” bu laf bana hep çok saçma gelmiştir. Çünkü aşkta gurur olacak ya da olmayacak pek çok şey vardır ve bu söz bir
genellemedir. Tabi gururdan kastım gereksiz
tripler değil! Kısa özetle trip atmayı işin içine katarsak, bu da bir uyuşmazlıktır. Normal bir kadın sorunlarını dile getirir. Kızsa da bağırsa da açıkça sorunun nerede olduğunu sana direk söyler. Bu trip değildir.
Eğer zaten evlenmeyi düşündüğün
kadın hala sana trip atıyorsa, henüz
evlenme olgunluğuna erişememiş
demektir.
Bu
trip durumlarının sürekli olarak devam
etmesi, senin onun için problemli
biri olduğunun göstergesidir. Peki, o halde neden hala senin gibi problemli biriyle birlikte? Neden her
seferinde güzel iki sözle ya da bir hediyeyle seni affediyor? Geçiniz
bu tripleri…
Gurura geri dönelim! Sadece sana yapacağı gururdan bahsetmiyorum ben. Çevresinde olup biten nelere göz yumuyor? Yüzüne güldüğü kaç kişinin ardından atıp
tutuyor? Para için yapabileceklerinin, katlanabileceklerinin sınırı nedir? İşte bu tip konulardaki gururdan bahsediyorum. Gururlu bir kadın bu söylediklerimi asla yapmaz!
·
Dengeli ilişkiler kurabiliyor mu?
Bu
konuya “Özel hayat” adı altında biraz değindim. Senin için dostlarını, ailesini, arkadaşlarını
bir kenara paçavra gibi atan kadın,
emin ol bir gün seni de atar! Şayet ilişkilerinde denge kuramıyorsa hiçbir zaman seninle
de dengeyi sağlayamaz. İşin “Benden daha iyisini bulmasın” diye dua etmeye kalır…
Sevgiliyken
de evlendiğinde de dengeli bir ilişki önemlidir. Mesela, sen sinirlendiğinde o, o sinirlendiğinde sen alttan almasını bilmelisiniz. Denge iki taraflı olması gereken bir kuraldır.
·
Kıskançlık seviyesini zorluyor mu?
İnsanın
sevdiği birini kıskanması normal mi geliyor? Değil!
Bunun bile bir sınırı var! Yanından dişi sinek bile geçse kıskanan
bir kadınla ne kadar mutlu
olabilirsin. Hayatın boyunca tüm
kadınlardan uzak yaşayamazsın,
ki her kadında senin kıçında dolaşmıyor. Kadının
kadına yaptığı en büyük düşmanlık bu! Hemcinslerine sürekli olarak sevgilisini elinden alacakmış gözüyle bakan bir kadının gözü
de başkalarındadır.
Bununla
birlikte “Ben sana güveniyorum, çevrendeki
kadınlara güvenmiyorum” sözü de kocaman
bir yalan! O kadın en başta kendine güvenmiyor. Daha iyi bir
kadın gelip seni onun elinden alacak düşüncesi ne kadar çirkin bir tutum bu, farkında mısın? Kendine güvenmeyen, sana güvenmeyen bir
kadınla asla sağlıklı bir ilişki
kuramazsın.
·
Ortak noktalarınız var mı?
Sen
kendine bir eş arıyorsun. Bir anne ya da seni sürekli olarak azarlayan “Yapma
– etme” diyen biri değil. Seninle yapacak
birini arıyorsun. Peki, ortak ilgi alanlarınız var mı? Birlikte neler yapabiliyorsunuz? Düşünceleriniz, fikirleriniz, hayata bakışınız ne kadar benzeşiyor? Bunlar oldukça önemli
noktalar.
Bununla
birlikte aile yaşantınız,
ailelerinizin size empoze ettiği kültür de oldukça önemli. Her ne kadar, özellikle şimdilerde
ailelerin yaşam tarzı göz ardı ediliyormuş gibi başlansa da
ilişkiye, ailenizden aldığınız eğitim
ve kültür farkları ilişkinizi etkiler ve durum bir yerde patlak verir.
·
Cinsel tabuları var mı?
Cinsellik söz konusu olduğunda herkesin bir fikri, bir düşüncesi ve fantezileri
vardır. Bununla birlikte sağlık
açısından yapılmaması gereken arzularda
var. Bunların dışında iki insanın cinsel
teması oldukça önemlidir. Onunla ten uyumun nasıl? Kendini rahat
hissediyor musun? Her zaman arzuladığın
kadın o mu? Çünkü başta böyle düşünmediğinde sonraları çekici gelmeyen karını aldatıyorsun…
·
Nerede nasıl davranması gerektiğini
biliyor mu?
İnsan
evlendiği eşinden de utanmamalı. Ortada da herhangi bir sebep yokken utanmazsın zaten. İyi bir iş sahibi
olursun, iş yemeklerine gidersin ve bu yemeklere eşinle katılman gerekir. Fakat eşin nerede nasıl davranması gerektiğini bilmeyen bir kadınsa ondan utanırsın! Seni özellikle kadınlardan kıskanıp olur olmadık triplere girebilir, surat
asabilir, kavga çıkarabilir.
Başkalarının yanında seni aşağılayan,
hor gösteren ya da sürekli problem
çıkartan bir kadınla mı birlikte
olmak istiyorsun? Daha bunun gibi pek çok şey sıralayabilirim sadece bu örnek üzerinden… Artık gerisini sen
düşün.
·
Maddi ve manevi destek verebiliyor mu?
Evlilikte
her ikinizin de bazı sorumlulukları
var. Fakat kimi zaman zorunlu olarak bu sorumlulukları
yerine getiremeyebilirsin. Hastalık,
kaza ya da daha önce bahsettiğim
gibi sakat bile kalabilirsin. Eşin
olmasını istediğin kadın manevi
desteğini senden esirgememeli. Elden ayaktan düştüğünde de senin yanında
olabilmeli. Bununla birlikte hiçbir işten
anlamayan cahil bir kadınla evlenirsen, el
ele diz dize oturursunuz. İlla kaza
bela olmasına gerek yok. Hayat pahalılığı var ve kadınlarda artık çalışmak zorunda ev geçindirmek için. Namusu ile kazandıktan sonra iş ayrımı
olmaz fakat sen eşinin, başkalarının evini temizlemesinden
öteye geçememesini mi istersin yoksa gerçekten bir meslek sahibi olmasını
mı?
Diğer
yandan bir işe kalkıştığında seni destekliyor mu yoksa bunu beceremeyeceğini mi düşünüyor? Herhangi
bir işte iyi olduğunda sana karşı
tavrı nasıl? Seninle gurur mu duyuyor, gurur
duyuyormuş gibi mi yapıyor yoksa sıradan
bir şeymiş gibi mi davranıyor? Hatta
ileri gidip götün kalkmasın diye başını mı ezmeye
çalışıyor?
·
Güçlü bir karaktere mi sahip?
Düştüğünde,
ağlamak, senden medet ummak yerine kalkıp
üzerini çırpıp yoluna devam eden
kadınlardır güçlü kadınlar. Kolay
kolay yılmaz, pes etmez ve depresyona girmezler. Güçlü kadınlarla birlikte
olmak biraz göt ister. Bağımsız, kendi ayakları üzerinde duran
bir kadın vakti geldiğinde de
kendini senden sökmesini bilir. Sen
“Bitti”
dediğinde bitmiştir. Çekip gider
hayatından…
·
Evlenilecek kadın mı?
Sana
tüm bu özellikleri sıraladım. Seçim senin! Seçimlerini olması
gerektiği gibi yaparsan mutlu, sağlıklı ve en başta huzurlu bir evliliğin olur.