Kadınları Tanıyalım - Cin Ayşe

Sana “Kadınları” anlatmak için, onları 5 gruba ayıracağım. Tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz ama genellikle onları birbirinden ayırmak için bu ipuçlarına ihtiyacın var. Başlayalım;


Cin Ayşe


Ne cindir o Ayşe, ne cindir!

 

Önce hedefini belirler, hakkında araştırmalar yapar, sonra plan program yapar ve bir araya gelirsiniz. Ah zavallım… Hiç çakmazsın ardından dönüp duran entrikaları. Şüphelensen de o seni bir şekilde ikna eder şüphelerinin yersiz olduğuna. Sıkışınca başlar timsah gözyaşları akıtmaya, hata yaparsan tripler gelir ardı sıra, terk edersen de bayılıverir sokağın ortasında. Sonra bir de bakmışsın nikah masasındasın. Tabi evlilikten sonra da vur başını taşlara…

 

Cin-Ayşe’nin biraz huyundan suyundan bahsedelim de belki anlarsın da yol yakınken kaçarsın. Bu kızın kültürle, sanatla, bilimle hiçbir alakası yoktur. Ama varmış gibi yapar mı? Yapar! İyi oyuncudur çünkü. Bir kitabı eline alıp okumaktan acizdir. Tek bildiği giyinsin, süslensin, yapsın makyajını, dökülsün kafelere. Potansiyel av peşinde…

 

Bildiği tek faaliyet alışveriştir. Abartıya ve gösteriş yapmaya bayılır. Baba evinde hiç sahip olamadığı şeylere sahipmiş hissiyatı verir. Hani baba evinde prenses olan kızlar var ya, işte bu kızlar onlardır. Öyle derler ama öyle değillerdir. Baba evinde her tür şeye sahip olan kızın zaten senden beklentisi olmaz, zaten baba evinde huzurlu olduğundan evlilik meraklılığı da yapmaz.

 

Cin-Ayşe gezmeyi çok sever. Kurslara kaydolmasının, üniversite okumasının tek amacı evden kurtulmak, koca bulmaktır. Eğitim kurumları onun için potansiyel av alanıdır. Çevresindeki kız arkadaşları ise onun için geçicidir. Sevgili bulduğunda ilk fırsatta arkadaşlarını satar. Bugün arkadaşını satar, yarın seni...

 

Cin-Ayşe kendisinden başka kimseyi düşünmez. Acıma, merhamet ve vicdan duyguları yoktur. Sevgilisine ve topluma iyi ayak uydurur. Yeri geldiğinde bu duyguları varmış gibi yapar. Sen ona “Ben kedileri çok severim” dersin yarın sosyal medya hesabında kediyle çekilmiş bir fotoğrafa denk gelirsin. O biçim… Yaptığı iyilikleri sürekli olarak dile getirir. Oysa gerçekten iyilik yapan kimseler bunu söylemezler.

 

En zararlı kadındır diyebilirim Cin-Ayşe için. Seni elinde tutabilmek için her tür planı, her acizliği yapar, senin her zaafını ustalıkla kullanır. Senin duygularının, gelenek ve göreneklerinin, zevklerinin, tarzının, kültürünün onun gözünde hiçbir değeri yoktur. O sadece köprüyü geçene kadar ayıya, dayı der. Tabi başka ayılar da vardır hayatında. Sonuçta senden daha iyi bir ayı çıkma ihtimalini göz önünde bulundurmalıdır. Evlenene kadar erkeğin köpeği gibi görünür, evlendikten sonra erkeği köpek eder.


Neyi ne zaman yapması gerektiğini bilir. Seni baştan çıkarma durumu söz konusu olduğunda, el değmemiş bakire kız olur ama ondaki bilgi biyoloji kitaplarında, deneyimi ise porno yıldızında yoktur. Kanıtlamak istediği şey, zaten bildiğini bilmiyormuş gibi yapmaktır. Sende bunu bal-kaymak gibi yutarsın. Kimisi de seninle iş o noktaya gelene kadar her tür sevişir, her haltı yer. O noktada “DUR!” der. Amaç sana başka hiç kimse ile olmadığını kanıtlamaktır. Güya eğlenilecek değil, evlenilecek kadındır. Sadece seninle bunları yaşadığına ve açmamış bir çiçek olduğuna ikna eder. Oldu ya cinsel birliktelik yaşarsanız ve daha önce yaşadığı ortaya çıkarsa; o zaman allem eden kalem eder seni manipüle etmeyi bilir.

 

Cin-Ayşe her sevgili olduğu kişiyi potansiyel damat adayı olarak görür. Aşırı kıskançtır, seni kısıtlar. Kendisi senden iyisini aradığı için, senin de aradığını düşünür. Kısaca karşısındakini kendi gibi bilir. En küçük hatalarında dahi muazzam bir trip ile karşılaşırsın. Açık açık sana nerede hata yaptığını söylemez. Sana vahiy inmesini bekler. Sen "Beni affetmeyecek" diye düşünsen de her zaman seni affedecektir merak etme. Ne yaptığından bir habersindir, ondan özür dilersin, olmaz. Yalvarırsın, olmaz. Küçük bir hediye alırsın, olmaz. "İyi o zaman sen bilirsin. Ayrılalım" dediğin an "Ama aşkım..." olursun. O da mı olmadı? O zaman bil ki senden daha iyi birini kapakladı, ayrılmaya yer arıyor.

 

Gurur, şahsiyet, kimlik, karakter aramayacaksın Cin-Ayşe'de. İstediği bir şey olduğunda kimi zaman direk, kimi zamanda dolaylı yoldan söyler "Şu kolye çok güzelmiş". E Cin-Ayşe o kolye o kadar güzelse öde parasını al kendine. Ama yok, o kolyeyi sana sevgilin alacak. Çünkü Cin-Ayşelerin genelinde bu vardır. Kolyeyi erkek alır, hesabı erkek öder ve her tür masrafın altına tabi ki erkek girer.

 

Kolyeyi aldın, Cin-Ayşe'de bir sevinç bir mutluluk. Hadi canım sende... Cin-Ayşe zaten kolyeyi, ona alman için türlü takla attı, planlarını yaptı. Dizginleri eline verirsen bittiğinin tablosunu çizersin. Kendini kültürel faaliyetlerde, arkadaşlarınla eğlencede ya da seyahatlerde değil, mağaza vitrinleri gezerken bulursun Cin-Ayşe ile. Sana özel bir hayatın yoktur artık. Arkadaşlarınla dışarı çıkarken bile ya izin alırsın ya da yalana başvurusun.

 

Sosyal medya hesaplarının şifrelerini almak, telefonunu karıştırmakla başlar Cin-Ayşe’nin hayatına sızma planları. Sonra bir bakmışsın ortak hesaplar. Yakın kız arkadaşlarının da senden uzaklaştıklarını görürsün. Eskisi kadar seninle samimi olmaktan kaçınırlar. Çünkü Cin-Ayşe iki lafın arasında bir şekilde onlara uzak durması gerektiğini ima etmiştir bile…

 

Konular bir şekilde arkadaşlarınla ve ailen ile tanışmaya gelir. Senin ailen ile tanışmak için elinden gelen gayreti gösterir. Aynı zamanda da seni ailesi ile tanıştırabilmek için her tür planı yapar. Rastlantılar olur bazı zaman. İyi bir gelin adayı gibi görünmek için elinden geleni yapar. Hatta iş evliliğe gelene kadar senin ayaklarını bile yıkar.

 

Olur da bunca yazıdan sonra Cin-Ayşe ile nikah masasına oturursan, ilk olarak çok büyük bir hıyar olursun. Ne isteği biter ne derdi ne de kaprisleri. Bu dertlere bir de ailesi eklenir mi? Eklenebilir. Düğün dernek, gösteriş derken masrafların altında ezilirsin. Baba evinde sahip olamadığı ne varsa kendi evinde sahip olmak ister. Sonradan görmedir. İstediğini elde edene kadar ne tribi biter ne de lafı.

 

Evlendikten sonra işler iyice değişir. Ancak o isterse sevişirsiniz. Haricinde hep başı, kıçı ağrır. Çünkü seninle severek evlenmedi. Aranızda hiçbir zaman bir tutku olmadı. Sırf evlenmiş olmak için evlendi seninle... Ancak o isterse arkadaşlarınla dışarı çıkabilirsin, çıkamayacaksın! Ailen her zaman problem olacak…

 

Gelin adayı iken pek sevdiği annen, evlendikten sonra cadıya dönüşür Cin-Ayşe için. Çünkü zaten ailene de evlenene kadar dayı dedi. Artık seni kaptığına göre cadoloz kaynanaya iyi görünmeye gerek yok! Kısaca gerçek yüzü ortaya çıkar. Dıştan baktığında temiz ve bakımlı, içeri girdiğinde ise bakımsız ve pis olduğunu görürsün. Sana pek destek olabileceğini de düşünme. Cin-Ayşe çalışmasın, giyinsin süslensin komşularına gitsin, senin ve ailenin dedikodusunu yapsın.

 

Maddi sıkıntılar yaşandığında destek olmak yerine köstek olur. Sürekli çal çene. Ondan şikayet bundan şikayet. Yalandan baba eviyle kıyaslama... Sürekli alışveriş, yeni eşya, yeni kıyafet. Ayol sen maddi sıkıntı yaşıyorsun diye Cin-Ayşe'nin istekleri aksayacaksandın? Para yoksa, hizmette yok. Kenar süsü gibi oturur valla Cin-Ayşe. Çünkü sen onun gözünde adamsan, paran varsa adamsındır