Sana “Kadınları” anlatmak için, onları 5 gruba ayıracağım. Tabi ki istisnalar kaideyi bozmaz ama genellikle onları birbirinden ayırmak için bu ipuçlarına ihtiyacın var. Başlayalım;
Ablan Satar
Ablan-Satar,
“Kim?” diye sorarsan, çevrende vücuduna hayran olduğun, ardından dedikodu çevirdiğin, “Şu benim olsun 100 bin lira borcum olsun” dediğin,
fakat bir türlü cesaret edip yaklaşamadığın o kadındır.
Zaten 100 bin lira borcun varsa
bu kadını unut! Sanat eseri olan
kadın vücudunu en iyi şekilde kullanarak, sen ve senin gibileri kendisine hayran
bırakır. Gerek hatları gerek kıyafetleri ve aksesuarları gerekse makyajı
ile ilgi odağı olmayı pek sever.
Ablan-Satar'a yaklaşmaya çekinirsin. Ancak aşırı alkol etkisi, arkadaş
çevresi ile belki cesaret bulabilirsin.
Güzelliğini
yalnızca erkekleri etkilemek için kullanan bu abladan “Uzak dur!” desem de ne fayda değil mi?
Harcanamayacak
kadar paran mı var? Yakışıklı değil misin? Yaşlanmaya mı başladın? Kendine güvenin bir süreliğine dahi olsa yerlerde mi? Yanında gezdirecek bir süs bebeği mi arıyorsun?
Tamam, buldun! Fakat şunu da baştan belirtmek lazım, senden daha zenginini daha havalısını bulursa çöp
olursun. Unutma ki her zaman da arıyor
olacak. Bulamazsa ne ala...
Ablan-Satar
sana ayak uydurmaz. Sen ona ayak uydurursun. Çoğu kez kullanıldığının farkına biraz olsun
varsan da zehir tüm vücuduna yayıldığı ve en büyük zaafın cinsellik olduğu için kopamazsın. Cezp etme konusunda ustalaşan bu ablanın hayattaki tek amacı, doyumsuzluk yaşayan sen ve
senin gibileri sömürmektir. Çünkü bu
abla kendi gücünün farkında olduğu gibi erkeklerinde ne mal olduğunun farkındadır. Erkekleri elde etmek için zekalarını kullanmak yerine, Tanrının
verdiği ya da sonradan elde ettiği güzelliği,
dekoltesini kullanır. Çünkü zavallı
erkeklerin neye taptıklarını iyi bilir.
Yaşadıklarını
saklamaz, zaten sana anlatma gereği de duymaz, soramazsın da! Kendine; daha çok vücuduna ve cazibesine güveni tamdır. Geçmişten bu yana erkeklerin ona tapmasına, kadınların kıskanç gözlerle bakmasına alışmıştır.
Pahalı mekanlardan çıkmaz, pahalı arabalardan inmezler. Vicdan, acıma,
duygu bunların hiçbirini onda
bulamazsın. Sen ona ağzı açık ayran delisi gibi
bakarken o senden ne tür çıkarımlar yapacağını hesaplar ya da bir
başkasından…
Ablan-Satar'ın
seninle birlikte kalması için parana-para, şanına-şan katman lazım.
Onu kendine aşık edeceğini düşünme sakın! İşte o zaman en büyük aptallığı yaparsın. Onun duygularının olmadığını söylemiştim. O
sadece aşık numarası yapabilir. Erkeğine göre... Hatta çoğu kez bunu yapmaya gerek bile duymaz. Çünkü sen zaten ona tapıyorsundur. Hediyelere boğulmak
için herhangi bir söz söylemesine, trip atmasına gerek yoktur. İçten içe
bu kadını kaybedeceğini, ona layık olmadığını düşünürsün. Zaten sen onu elinde tutabilmek için her masrafı yapar, her türden pahalı hediyeyi alırsın.
Tabi
ki Ablan-Satar trip atmaz. Trip
atacağı bir koz veremezsin ki onun eline. Zaten her istediğini sana yaptırıyor. Tatlı diliyle yılanı deliğinden çıkartıyordur. Hataların olduğunda, tabi olursa dırdır etmez! Kavga etmez! Çünkü zaten sadece çıkarlarının peşindedir. Kıçını da yırtsan onu kıskandıramazsın.
Zaten ortada kıskanacağı bir sebep yoktur.
Böyle
bir kadını nikah masasına
oturtabilmek senin için bir başarıdır
(mı acaba?) Evlendin diye artık senin değildir. Unutma ki; her zaman
senden daha iyisi vardır ve bir imza
gitmesini engel olmayacaktır. Çıkarı doğrultusunda hareket eden bir kişiyi imza durduramaz…