Dostluk
kavramı, kişisel çıkarlar doğrultusunda
kurulan ilişki türlerinden değildir. Dostlar hayatına anlam katar, deneyimlerini
zenginleştirir, neşe ve mutluluk verir. En kötü anında yanında olmasını bildiği gibi zaman kavramı yoktur. Başın sıkıştığında ilk olarak dostuna gidersin. Kan
bağı olmadan kardeş olabilmek hatta kimi zaman kardeşten dahi öte olabilmektir. Arkadaşlıklar ise dostluk kavramından çok daha farklıdır.
Arkadaşlık, daha çok çıkar
ilişkisine dayalıdır. Artık bunun ayrımını
yapabilecek yaştasın diye
düşünüyorum.
Her
iki kavramda da konu ilişkin olduğu
zaman araya bir çizgi çekmen gerektiğini bilmelisin. Dostluk başka, arkadaşlık
başka, sevgili ya da eş başka kulvardadır.
İlk kural bu üç kavramının ayrımını yapabilmektir. İçerisinde
bulunduğun ilişki sen ve sevgilin
arasındadır. Bu ilişkide 3. bir şahsa
her kim olursa olsun yer yoktur. En
başta hem dostlarına hem de sevgiline eşit,
dengeli zaman ayırmayı bilmelisin.
Arada da arkadaşlarınla vakit
geçirmelisin. Sevgilinin, dostlarına ayırdığın zamandan çalmasına ya da aynı şekilde dostlarının ve arkadaşlarının,
sevgiline ayırdığın zamandan çalmasına
izin vermemelisin. Bu dengeyi
kurması gereken, yeri geldiğinde tepki
göstermesi gereken kişi sensin.
Dostlarınla
vakit geçirirken sevgilini bir kenara
koymayı bilmelisin. Yani sürekli
olarak sevgilinden bahsetmekten
vazgeç! Onunla mesajlaşmaktan ya da
telefonda konuşmaktan vazgeç! O sıra
dostunla berabersin ve yalnızca
ilişkin hakkında sorular sorduğunda kısa yanıtlar vermelisin.
Her ne olursa olsun sevgilinle aranda geçen her şeyi dostuna anlatamazsın.
Ayrıca
sevgilinle vakit geçirdiğinde ise
dostlarını ve arkadaşlarını bir kenara
koyman gerektiğini unutmamalısın. Arkadaşlarınla yaptığın saçmalıkları anlatmaktan, onlarla sevgilinin yanında mesajlaşmaktan ya da telefonla konuşmaktan
vazgeç! O an sevgilinin yanındasın
ve sadece sevgilin ile ilgilenmelisin.
Dostlarının
sana anlatmış olduğu sırları,
onların hatalarını, yaşadığın tartışmaları sevgiline anlatma! Aynı
şekilde sevgilinin sana vermiş olduğu sırları,
hatalarını ve onunla yaşadığın tartışmaları da dostlarına
anlatmamalısın. Dostunla yaşadığın problemleri
dostunla, sevgilinle yaşamış olduğun
problemleri de yine sevgilinle konuşarak çözüm yolu bulmalısın. Zaten nasıl olsa dinlemeyeceksin ve onların çenesini boş yere yormalarına gerek yok.
Her
zaman kötü öğütler alacaksın diye
bir kaide yok ama neden öğüt alma ihtiyacı hissediyorsun? Sen iyinin
ve kötünün ayrımını yapamayacak
kadar salak mısın? İlla sana
sevgilinin kötü biri olduğunu
dostlarının mı söylemesi gerek?
Hayır! Henüz sevgilini tam anlamıyla tanımadan
dostlarınla ya da arkadaşlarınla tanıştırma. Önce ilişkiyi beraberce yaşayın. Bu ilk 7
buluşma belki de ilk 10 buluşma
olabilir. Arkadaşlarının ya da dostlarının yanına sokup, sonrasında “Sence nasıl?”
gibi bir sorular sorup karşılığında öğütler almak yersizdir. Sevgilinin nasıl olduğu ile ilgili kararı
yalnızca sen verirsin. Bu kişi senin için ideal kişi ise dostlarının ve arkadaşlarının bunu kabul edip, çenelerini kapatması gerekir…
Sevgilinin
eksikliklerini de dostlarının eksikliklerini de kabul etmelisin. Biri
diğeri hakkında yorum yaptığında,
eleştirdiğinde bu eleştirinin bir daha tekrar
etmemesi için gerekli sözleri söylemekten kaçınmamalısın.
Zaten yerini bilmeyen, sana bu sebepten dolayı kırılıp yüz çeviren kişi ne sevgilin olabilir nede
dostun. Dostun, sen mutlu isen mutlu olmalı bilendir. Bu yüzden önce kendine sor “Ben
bu kişi ile sevgili iken mutlu muyum?”
Konuya
dostlarının açısından da bakmak gerek. Kimse senin hiç düzeltemediğin dertlerini dinlemek, çözüm bulmak zorunda değil. Zaten bunu birkaç kere anlatıyorsan dostlarının sana vermiş
olduğu tavsiyeleri de dinlemiyorsun demektir. Onların
çenesini de hiç boş yere yorma. Bok gibi giden ilişkini sürekli anlatarak
dostlarının beyninin içine etme. Anlaşamıyorsan ayrılacaksın!
Sevgili
ile yaşanan en önemli anlar yatak odasında geçenlerdir. Yatak odası muhabbetlerinizi sırf
arkadaşlarına ya da dostlarına hava atmak için anlatma. Eğer cinsel
hayatında bir problem yaşıyorsan da
bunu yalnızca sevgilinle açık bir dille paylaşmalısın. Diğer bir açıdan sen sırf hava atmak, arkadaşlarının gözüne girebilmek için sevdiğin
değer verdiğin kişiyi küçük düşürüyorsun ve aslında küçük
düşen tek kişi sensin. Unutma ki,
zaman gelir ummadık taş başını yarar. Günün
birinde o kişi senin karın / kocan olabilir. Zaten arkadaşlarında
her ne kadar seni pohpohlasalarda
ardından "Şerefsiz" diyorlar. Emin
ol ki, günün birinde önemsedikleri bir
kişi olduğunda seninle tanıştırmak
dahi istemeyecekler. Çünkü ne mal olduğun ortada!
Bazen
sen her ne kadar dengeyi korusan da
hali hazırda ilişkine burnunu sokmayı kendisine ilke edinmiş tipte
arkadaşların olacaktır. Bunun en büyük sebebi ise ekürisini kaybetmiş olmasıdır. Arkadaşını her ne kadar iyi tanıyor olsan da kıskançlık yeşil gözlü bir canavardır ve en iyi bildiğin kişiyi
bile ele geçirir. Yani artık bir sevgilin var, sen her ne kadar özgür olsan da arkadaşının gözünde özgür değilsin. Sen
sevgilinle vakit geçirmeyi kendi arzunla istersin, arkadaşına gözünde
ise, sevgilin sana çoktan pranga
takmıştır. Onun sevgilisi yoksa ve
sevgilin olduğu halde ona gereken vakti
ayırmana rağmen şikayetleniyorsa, bu
işte bir bit yeniği var demektir.
Uzun
süreli ilişkisi olmayan arkadaşlarının hepsi teoride harikalar yaratan ama iş pratiğe geldiğinde bir halt
beceremeyen tiplerdir. Öncelikle bunu sakın
unutma ve onların sözlerine kulak asma. Aslına bakarsan kimsenin sözüne kulak asma. Ne dedik
başında, sevgilini sen tanı ve sen karar
ver!
Sürekli
olarak gözü başkalarında olan,
düzenli bir ilişkiden kaçınan,
insanları çıkarları için kullanan,
kalp kırmaktan çekinmeyen tipleri
ilişkinin içine sokma. İki kelam dert yandığın arkadaşın bir süre sonra
ilişkinin içine sıçan akıl kocası kesilir. İlişkin biter sonra kafanı dağlara taşlara vursan
da fark etmez. Boşa dememişler arkadaş arkadaşın pezevengidir diye. Sevgilin olduğunda artık arkadaşının avlanma ekürisi olmazsın. Artık tek
başınadır ve aslına bakarsan tek başına bir şeyi doğrultamayacak kadar da maldır.
Eğer sevgilinden seni ayırmayı başarırsa
yine eskisi gibi avlanabilirsiniz
demektir. Buna kurban gitme!
Arkadaşlarının
ilişkin konusunda seninle dalga
geçmesine izin verme! Arkadaşında tıpkı
senin gibi bir ilişkinin içerisinde olmayı istiyor bunu sakın unutma. Ama sergilemiş olduğu davranışlardan
dolayı kimse onu kaile almıyor. Bu
da ek madde! Arkadaşının öz güven
eksikliği olduğunu bilmelisin. Günün birinde kendisi bir ilişki yaşadığında senle bağlantısını bile kesebilir... Bilgin
olsun.
Duruma
arkadaşının açısından baktığımızda,
insanın sadece sevgilisi olmaz. Sevgilisine yapışıp 7 / 24 vaktini
sevgilisi ile geçirmeye çalışmaz. Rahat bırakmayı bileceksin. Sen de o da
arkadaşlarınıza ve dostlarınıza vakit
ayıracaksınız. Görmemişin oğlu olmuş
çükünü koparmış gibi sevgiline yapışıp arkadaşlarını, dostlarını satmayacaksın. Unutma ki; bir gün ilişkin biter ama dostların baki kalır.
Evlilik
ise çok daha farklı bir kavramdır.
Evlendiğin kişi artık hem senin dostun
hem arkadaşın hem de eşindir. Hiçbir arkadaş, akraba, dost onun önünde olamaz. Eşini kimseye kötülemeyeceksin
ya da övmeyeceksin!