Hım!
Nedir şimdi bu “İlişkide kişilik değiştirme”
olayı? Bu konuya pek çok kez farklı
konularda değindim ve değineceğim. Fakat anlayana sivrisinek saz,
anlamayana davul zurna az. Cuk! Oturdu bence… Hadi şu “Anlamayanlar” grubu için konuyu geniş çaplı ele alalım da bilgilensinler…
Sevgili Anlamayan;
Şimdi
tatlım sen ilişkiye ilk adımı
atıyorsun, ondan sonra flörtünün üzerine
düştükçe düşüyorsun, düştükçe düşüyorsun. Ne zamana kadar? Aklınca “Avucunun içine” alana kadar… Efendim sabahın
köründe “Günaydın” mesajları, günde üç kere
“Nasılsın?” diye sormalar, “Şöyle farklıyım, böyle farklıyım” diye kimseye benzemediğini kanıtlamaya
çalışmalar…
Kısaca
öyle bir “Rol”
kesiyorsun ki, kendi öküzlüğünün
dışına öyle bir çıkıyorsun ki gören
de seni hep böyle zannediyor. Daha
doğrusu “Zannettiriyorsun” ama işte tüm bu çabalarının sadece “Onu” avucunun
içine almak için yaptığın, ilişki ilerledikten
sonra ortaya çıkıyor.
Tabi
ki günde üç sefer “Nasılsın?” diye sor, demiyorum. Fakat kesintiye
uğradığı zaman bu mesajlar, sendeki “Değişim” ortaya çıkıyor. Aslında bu değişim
değil. Özüne dönüyorsun. Bir nebze köprüyü
geçene kadar ayıya, dayı hikayesinin benzeri. Kötü bir durum aslında… Yani insan neden başında kendi gibi olamaz? Kardeşim “Öküzsen
öküzsündür” bunun lamı cimi yok!
Düşünüyorum,
insan bunu neden yapar? Neden önce kendini farklı ve eşsiz
göstermek için kıçını yırtıp sonrasında “İlgisizmiş” triplerine girer? Ne yani onu avucunun içine aldın “Oh” rahat mısın artık? Sittin sene seni
bırakamaz mı? Bence o kadar kendine güvenme!
Hani
diyorum ya, ilişkilerde bir süre sonra
“Sen değiştinler” başlar; oysa değişmemiştir sadece başında rol kesmiştir… Arkadaş rol kesmeye meraklıysan yazdırayım seni bir kast ajansına takıl yani!
Niye bir insanın duygularını suiistimal etmeye çalışıyorsun. Her
zaman söylerim “Bir insanın duygularını suiistimal
etmek ezikliktir arkadaş!” Tabi aynı zamanda da bu işin içinde büyük oranla “Karaktersizlik”
mevcut…
Eh
sen öncesinde “Canımlar, Cicimler, Günaydınlar,
Nasılsınlar” diye flörtünün içine
düşüp, ilişki ilerledikçe tüm bu davranış şekillerini bir kenara bırakıyorsan sende
bir “Karaktersizlik”
durumu var demektir. Bunları yapmayacak kişi daha en başında “Ben öyle şeyler yapmam” der, karşısındaki kişi de
onun bu huyunu kabul ediyorsa eder. Etmiyorsa da yapacak
kişiyi bulur, mutlu mesut geçinir giderler.
Benden
sana tavsiye “Değişme”
kardeşim! Önce sen kendini olduğun gibi kabul et. Neyi yapıp neyi yapmayacağına, ne kadar ilgi gösterebileceğine
net bir şekilde karar ver. İlişkinin
başında kul-köle, ilerlediğinde burnun dikine gidersen, ardına dönüp “Acaba
takip ediyor mu?” diye baktığında kimseyi
göremezsin. Bulamadığında da onu suçlamayacaksın!!!
İlişkinin
başında nasıl bir insansan öyle devam edebilmelisin. Eğer kestiğin rol sana ağır geliyorsa, rol kesmeyeceksin. Kimse seni bu öküzlüğünle kabul etmiyorsa, o zaman
sorunun köküne inecek, kendini gerçekten değiştireceksin. Karşındaki insanı bir rutine alıştırıyorsun, sonra bu
rutinden vazgeçiyorsun, dönüp sana
“Neden?”
diye sorduğunda ise bambaşka tavırlar
sergiliyorsun.
Onu
bu rutin olaya alıştıran kim? SENSİN!
Bırakın arkadaş artık “Rol” kesmeyi, biraz kendiniz olun. Sonrada mıyıklanmayın
“Benim ilişkim neden bitiyor?” diye. Kuramıyorsun ki bitsin…